GEORGE ORWELL-101

-

KÜTÜPHANECİ BAYKUŞ başlığı altında ilk gönderimizi sizlerle paylaşırken; bu ilk yazılarımızın ilkinin  kim olacağı konusunda çok fazla düşünmemize neden oldu Sayın  Stigma, sizi beklettiğimiz için özür dileriz ancak buna deyeceğini  düşünüyoruz.

Bu gün sizlere George Orwell hakkında bilgi vermek istedik. Öncelikle bilmenizi isteriz. George Orwellın tüm eserlerinde toplumda kaybeden  mecraları genellikle ana kahraman olarak seçmesi bizi ona bir daha yakın kılmıştı. George Orwell Kazanamayan Adam fikriyatını  atarken etkilendiğimiz bir kaç yazardan bir kaç tanesidir...

Size kimdir ne iş yapmıştır demek istemem, bunun nedeni ise sizin kitaplarından birini aldığında kim olduğunu  anlayacak olduğunuzu düşünmemden kaynaklanmaktadır.

George Orwell ile tanışmam ne yazıkki lise yıllarına dayanmadı. Üniversite okurken ; elime geçen bir edebiyat dergisi ile birlikte bugün neredeyse tüm kitaplarını  okuyacağım o kitabı görene kadar varlığından bile habersizdim... Okuduğum ilk kitap Hayvan Çiftliğiydi. Kendimden bir parça vermem gerekirse birine hediye almaktan en çok hoşlandığım  kitapta diyebilirim.

Hayvan  Çitfliği; Rusların İngiltere ve İtalyanlarla olan 2. Dünya Savaşını  bize başka bir yönden anlatan kitap olarak söylebilirim.
Hayvan Çiftliği okuduktan sonra ne yazık ki Orwell'a doyamadım diyebilirim.  Hemen arkasından 1984 romanına başladım. Bu eseriyse Orwell'ın tartışmasız en iyi eseri olarak gönlümü kazandı. Filmi yapılan kitap ; işçi sınıf içinde baskı içinde kalan insanları ve onların başına gelen hikayeleri anlattığında ; her zaman için  geçerli olacağını  görmüş oldum.

Orwell'ın  eserlerinden  yapacağım bir kaç alıntıya gelirsek;

HAYVAN ÇİFTLİĞİ- "Tüm Hayvanlar Eşittir; Ama Bazıları Dahada Eşittir."

BİN DOKUZYÜZ SEKSEN DÖRT- " SAVAŞ BARIŞTIR. ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR. CAHİLLİK GÜÇTÜR."

Kitaplarından size verebileceğim  bazı alıntınlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Umarım George Orwell'ın eserlerini  okursunuz Sayın Stigma...


Bu blogdaki popüler yayınlar

UMUMİ TUVALET

-
Resim
  Bir umumi tuvaletin girişindeki masaya küçük 50 kuruş, büyük 1 lira diye yazılmıştı, ne yapsa gerek giren girmeden önce parasını kumbaraya atıyor. Devamında işini halledip çıkıyordu, günde o kadar çok insan giriyor ve çıkıyordu ki artık temizliğini saat başlarında yapmaya başlamıştı. Ne düzensiz ve yoğun bir işti aklı almıyordu, yıllardır milletin bokundan idrarından para kazanıyor. Kazandığı paralarsa onu bir bok etmiyordu. İşin sonunda cebinde bir şarap parasını cebine koyuyor. Alacaklıların paralarını ayırıp, büfelerin yolunu tutuyordu.  Genel olarak bu olay bütün gün sonunun süreklilik kazanan gerçekliğini sağlarcasına yaşanıyor. Adam feneri evinde söndürdüğü için ailesi gayet tatminkar ve mutlu olarak hayatlarına devam edebiliyorlardı.  Adam gece çok içmiş ve uyanmamıştı. Cep telefonunun polifonik sesi evin duvarlarından sektikçe adam daha da kalkmamaya çalışıyordu. Arayan komşusu ayakkabı boyacısı olan 35 yaşında ki adamdı. Açtı telefonu boyacının cümlesi çok sert ve anlaşılır
Devamı

KÜVET

-
Resim
Sabah uyanmış, pencereden gelen rüzgara karşı esneyerek uyanmaya çalıştı. Uyandığından emin değildi. Dün yaşadıklarını düşündü. Bir anda düşünmeyi bıraktı,utandı. Yaptığı herşeyin nasıl başladığını  düşündü. Babasının dövdüğü güne geri döndü.Babası okuduğu liseden bir oğlan çocuğu ile gören  mahalle kahvesinde ki gençlerin  gazına gelmişti. Gençlerin dediklerini dinleyip gözlerin  kanlar fışkırarak eve gelen babası,.kızını  sorduğunda annesi üst katta demiş. Direk odasına gitmiş. Pantolonunda ki kemeri çıkarıp Allah ne verdiyse dövüyordu. Kız ne olduğunu  anlayamamıştı bile. Ağzı yüzü kanlar içinde kalmıştı kafasında ki tek düşünce uzaklara gitmekti. Babasının  olmadığı bir noktaya gitmeyi kafaya koymuştu. Yarın sabah okula gider gibi giyinmişti nereden bilebilirdi bu aldığın kararın  sonucunun hayatını  mahvedeceğini cebinde sadece biriktirdiği okul harçlıklarının olduğu kumbara vardı. Çok az eşya almıştı yanına otogara gittiğinde parasının yarısına gidebileceği en uzak büyük şehre
Devamı

RÜYA

-
Resim
Çok kolay olumsuz duygulara bürünmek, aslında zor olan bir masal yazmaktı. Kimsesizlik kimlikten çıkmazdı. Ama çoğul olmanın verdiği mutluluğu yazmak daha değerliydi.  Bir zamanlar acem diyarının  o güzeller güzeli kızının  hayalini kurarak yaşama döndüğü günleri düşünüp gülerdi. Aslında ne acemin kızı vardı ne de o güldüğü anlar. Her şey ona zihninin verdiği bir yanılsamaydı. Kim bilebilirdi, yazmasak sen de bilemezdin. Şuan bir odanın içinde ellerinin ve ayaklarının bağlı olduğunu gördüğü rüyaların onu bir yerden sonra tesiri altına aldığını ve kendini  bile tanımadığını sadece ilaçlarla uyutulup uyandırıldığını en sonunda gördüğümüz her şeyin  bir düzensizliğin ve rüyanın parçası olduğunu neyse yine kafam çok karışık stigma Daha sakin bir günde ölümlü dünyaya geri dönüş yaparız , ben ölümsüzlüğü rüyalarda buldum, kal sağlıacakla...
Devamı